içinde

Ekspresyonizm Nedir? Sanat Akımları 101

ekspresyonizm nedir

Ekspresyonizm Nedir? “Sanatta, siyasette, düşünce hayatında ortaya çıkan yeni görüş, yöntem, cereyan, tarz” olarak tanımlanan akım kavramı bizlere belirli bir kategorizasyon imkanı sağlar.

Aslında bazıları bildiğimiz şeyler olsa da isimlendirilmelere yabancıyızdır. Bu yabancılığı bir nebze de olsa azaltmak için birtakım sanat akımları hakkında bilgi vermeye çalıştığım bu seride, Ekspresyonizm akımı hakkında bilgi vermeye devam ediyorum sizlere.

“Sanatta, siyasette, düşünce hayatında ortaya çıkan yeni görüş, yöntem, cereyan, tarz” olarak tanımlanan akım kavramı bizlere belirli bir kategorizasyon imkanı sağlar.

Aslında bazıları bildiğimiz şeyler olsa da isimlendirilmelere yabancıyızdır. Bu yabancılığı bir nebze de olsa azaltmak için birtakım sanat akımları hakkında bilgi vermeye çalıştığım bu seride, Ekspresyonizm akımı hakkında bilgi vermeye devam ediyorum sizlere.

1 Sanat Akımları 101 — Ekspresyonizm Nedir?

Etimolojisi Fransızca kökenli olsa da Almanya’da ortaya çıkan bir sanat akımıdır. Kelime olarak “anlatım” anlamına gelmektedir. Ekspresyonizmin öncüsü olarak kabul edilen Vincent Van Gogh dışında Herwarth Waiden, Strindberg akımın diğer temsilcileri arasındadır.

Lionel Richard “Ekspresyonizm Sanat Ansiklopedisi” kitabında şunları yazmış:

“19. yüzyılın sonundan başlayarak plastik sanatların terimleri, tuhaf bir biçimde tüm öteki sanat dallarına da yayılarak eğilimleri, entelektüel akımları, hatta çağın ruhunu tanımlamada temel oluşturdu. Özellikle Almanya’da bu, Empresyonizm, Neo-Romantizm ve Art Nouveau’ya uygulandı.

Fotoğrafın bulunması, resmin katı kurallardan kurtulmasına izin verecek bir ortam sağlamış ve böylece sanat ile gerçek arasındaki ilişkide ortaya çıkan köklü değişikliği de kesinlikle önceden hazırlamıştı. Ancak resimsel kavramların sanat dünyasına bu denli yayılmasının kuşkusuz başka bir nedeni daha vardı. Bu da, birdenbire ortaya çıkan yeni bir olayın ender olarak bir tek sanat biçimiyle sınırlanmasıydı.

Yeni üslup, belirli bir çağ, toplum ve uygarlık görüşüyle daha çok bağlantılıydı; Romantizmden Sürrealizme değin sanatsal anlatımın tüm biçimleri bu üslubun kapsamına giriyordu.

Ekspresyonizm (Dışavurumculuk) bu durumun özgün bir örneğidir. Ekspresyonist sanat yapıtları, içinden bir kuşağın genel duygularının tüm yönleriyle fışkırdığı inançların dile getirilmesi olarak tanımlanabilir. Yvan Goll, burada, aynı teknikleri kullanan, belirli bir program çerçevesinde birleşmiş sanatçı topluluğu anlamında bir okuldan söz etmenin olanaksız olduğunu söylemekte haklıdır. Goll, 1921 ‘de Ekspresyonizmin, entelektüel alanda tıpkı bir salgın hastalık gibi her şeyi etkilediğini; yalnız şiir ve resmi değil, düzyazım, mimarlık, tiyatro, müzik, bilim, üniversite ve okul reformlarını da yönlendirdiğini belirtmiştir.\”

2 Sanat Akımları 101 — Ekspresyonizm Nedir? | Resimde Ekspresyonizm

Bu akımın resimleriyle tanınan Avusturyalı ressam, şair ve oyun yazarı Oskar Kokoschka, sanat anlayışını şöyle izah eder: “Ekspresyonizm yaşantının biçimlenmesidir. Sevgide olduğu gibi burada da ikilik gerekir. Nasıl sevgide seven sevilen ikiliği varsa, sanatta da bir ileten iletilen ikiliği vardır. Ve onlar arasında da bir sevgi bağı bulunur.”

Sanatçı, birçok figür ve manzara resminde kalın renk alanları ile çalışmıştır. Bu şiddetli duyguları ve resimdeki hareketi destekler bir tekniktir. Figüratif resimlerinde rengi, duygusal bir dışavurum aracı olarak kullanır.

Dışavurumcu ressam ise, kendi içine dönük, dış dünyanın de­ğil, kendi içinin yani psikolojik durumunun resmini yapmaktadır. Dış dünyaya karşı tavrını, isyanını resimlemektedir. Sehpası­nı da bu nedenle dış dünyanın, bir modelin karşısına dikmemekledir. Zaten o, bir manzara ya da model karşısında resim yapma­sı da, gene de kendi içinin resmini yapmaktadır.

Dışavurumcuların bir grubu olan Die Brucke ressamları da kentten uzak yaşamayı yeğlemişlerdir. Der Blauere İter grubu da yer yer kentten uzak dağ köylerinde yaşamlarını sürdürmüşlerdir. Hatta zaman zaman kuzey Afrika’ya gidenleri bile olmuştur. Kandinsky ise, Bavyera Alplerinde bir dağ köyü olan Mumau’da 2 yılını geçirmiş­tir. (Ekspresyonizm Sanat Akımı, Dışavurumculuk)

Bir başka örnek ressam olarak yaşamı boyunca sürekli sağlık problemleri yaşayan James Ensor’un, diş ve mide problemleri yaşadığı 1887 yılında durumu iyice kötüleşmiş ve dört hafta yatalak kalmıştır. Bu süreçte tenya hastalığına da yakalanan Ensor sık sık kan öksürmüştür. Yakın arkadaşı Theo Hannan’a yazdığı bir mektupta yakalandığı tenya hastalığından şöyle bahsetmiştir.

“Hastayım. Yeni bir hastalık: tenya. […] Mide ağrıları iğrenç hale geldi. Kan kustum ve kendimi çok yıprattım. (Jefreys, 2017: 16).”

Doktorunun tenyayı doğru bir şekilde tedavi edemediğini dile getiren sanatçı, vücudundan iki metrelik bir tenya çıktığını dile getirmiştir.

Ensor, iyileştikten sonra 1895’te “Kötü Doktorlar” isimli yukarıda görmüş olduğunuz eserini yapmıştır.

3 Sanat Akımları 101 | Edebiyatta Ekspresyonizm

Sanatın her dalında dışavurumculuk akımıyla karşılaşırız. Edebiyata değinerek bildiğimiz dışavurumcu yazarlar hakkında birkaç şey aktarmak istiyorum sizlere.

“Ekspresyonistler dünyanın anlamsızlığına ruh ve anlam katarak, aklın çizdiği sınırları aşarak insanın öz derinliklerine inmesi gerektiği savını ortaya atmışlardır.

Kendi içlerine kapanıp kendilerini gözlemleyerek iç dünyalarını sanat eserlerinde açığa vurmuşlardır. Bu eserler çoğunlukla fantastik olaylara ve korkutucu söylemlere yer vermektedir.”

Edebiyattaki Ekspresyonizm Temsilcileri; Franz Kafka, Nobel Edebiyat Ödüllü oyun yazarı Eugene O’Neil, İrlandalı yazar, şair, öğretmen ve edebiyat eleştirmeni James Joyce ve şair T. S. Eliot’tur.”

Örnek olarak Kafkaesk dediğimiz terim bu içe dönük yazarın içinde yaşadığı buhranları ifade eder. Terim Vikipedi’de bu şekilde tanımlanır:

“Kafka’nın tasvirlerindeki gibi, tehdit edici ya da korkutucu anlamlarına gelen bir sıfattır. Kafka’nın stiline özgü olarak hikâyelerinde anlatım akışının doğal bir parçası olarak, bilinen ve algılanan gerçeklikten kopma, uzaklaşma durumunu ifade eder.”

Ekspresyonizm ve fantastik edebiyatın klasikleri arasında yerini alan Gustav Meyrink’in eseri Golem, geçmiş ve gelecek, bilinç ve bilinç dışı, gerçeklik ve düş, ruh ve beden, nesneler dünyası ve metafizik evren katmanlarının giderek iç içe geçtiği, tekinsizliğin her satıra ustaca işlendiği bir başyapıttır.

Ayrıca sizler için müthiş bir kitap önerim daha var.

Patlayan Kuyruklu yıldızlar – Ekspresyonist Öyküler

Tanıtım bülteninden:

\”Ekspresyonizm Almanya’da Birinci Dünya Savaşı öncesinde gelişmiş, sanat dallarının hepsinde etkili olmuştu. Edebiyat akımı olarak 1909 civarında Berlin’de başladı ve ardında izi 1920’lere dek sürülebilecek bir miras bıraktı. Ele avuca sığmayan, tarife gelmeyen ekspresyonizm naif bir esrikliğin, sinik bir kuşkuculuğun, Nietzsche’ci bir bireyciliğin ve sosyalist kardeşliğin idealizminin yanı sıra kent yaşamının dehşetini, uygarlığın çöküşüne ilişkin kıyamet öngörülerini, ilkel içgüdülerin yüceltilmesini ve liberalizm karşıtı bir nihilizmi de barındırıyordu içinde.

Ordu, okul, ataerkil aile ve imparatorluk gibi kurumların yerleşik otoritesine karşı çıkan Alman ekspresyonistler yoksulların, ezilmişlerin, akıl hastalarının, toplum dışına itilmişlerin yanında yer almışlardı. Ekspresyonistler doğanın ve toplumun nesnel bir bakış açısıyla ele alınmasına karşı çıkıyor, içsel gerçeğin yansıtılmasını savunuyorlardı.

Yeni bir düzenin ve toplumsal geleneğin zincirinden kurtulmuş, dünyaya sınırsız bir öznellikle bakan yeni bir insanın yaratılmasında öncülük yapma gibi yüce bir görev biçmişlerdi kendilerine. Bu yeni insan yeni bir dile ihtiyaç duyuyordu. Mesajlarını iletmek için anlatım olanaklarının sınırlarını zorlayan, klişelerden arınmış yeni bir dil oluşturmuşlardı. Bu küçük seçkide Franz Held, Oskar Panizza ve Paul Scheerbart gibi öncü ekspresyonistlerden Gustav Meyrink, Franz Kafka ve Robert Musil gibi tanınmış yazarlara uzanan bir yelpazede ekspresyonist edebiyatın tadımlık örneklerini bulacaksınız.\”

4 Sanat Akımları 101 | Mimaride Ekspresyonizm

Mimarlar, modern mimarlığın klasikleşen kurallarını reddederek kendi kişiliklerini yansıtan özgün ifadelerini vurgulayabilecekleri eserler yaratmıştırlar. Bu akım tasarımda bireyselliğin getirdiği yorumsal zenginliği methetmektedir.

Tanımlı bir akımdan çok bir ruh hali olan ekspresyonizm/dışavurumculuk, yapının; mimari gelenekler ve biçimlerin etkisi olmadan bireysel bir görüş veya düşünce iletebileceği varsayımından hareket eder.

Mimaride Dışavurumculuk; I. Dünya Savaşı’ndan hemen sonra Modern mimarlık içindeki hareketleri ortak bir noktada buluştururken, dramatik ifadeler yaratmadaki gücüyle dikkat çeker.

Çarpıcı büyüklükte hacimlere gereksinim duyan ve geçmişte örnekleri olmayan bu yapılara ilk örneklerden biri olarak Hans Poelzig’in 1911’de Polonya Poznan’da yaptığı sergi salonu ve su kulesinin sıra dışı birleşimi verilebilir.

5 Sanat Akımları 101 | Fotoğrafçılıkta Ekspresyonizm

Şehir Portrelerini, dikey olarak ikiye bölünmüş bir gökdelen, ters çevrilmiş bir ev ve dikey olarak çalışan bir otoyol dahil olmak üzere imkansız yapılar yaratmak için manipüle edilmiş fotoğraflar çeken Katalan fotoğrafçı Victor Enrich’in gözünden mimaride bambaşka boyutlar görüyoruz.

Sahiden böyle binaların arasında yaşıyor olsaydık nasıl olurdu? Durmadan fotoğraf çeken insanların olacağı kesin.

 

En yeni içerikler hakkında bilgi sahibi olmak İçerik Sitesi Instagram hesabımızı takibe alabilirsiniz.

Diğer içerikler için ana sayfamıza göz atabilirsiniz.

Sosyal İçerik Platformu

Ne düşünüyorsunuz?

15 Puanlar
Oy Ver

Written by İçerik Sitesi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

GİPHY Uygulama Anahtarı ayarlanmadı. Lütfen ayarlar değerini kontrol edin

empresyonizm nedir

Empresyonizm Nedir? Sanat Akımları 101

realizm nedir

Realizm Nedir? Sanat Akımları 101